Haber

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN NETANYAHU’YA TEPKİ: GİDİYORSUN, GİDİYORSUN

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’deki Darülaceze Sosyal Yaşam Kenti Açılış Törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Netanyahu, dün iki bakanını da yanına alarak basın açıklaması yaptı. Ey Netanyahu, bunlar senin güzel günlerin. Farklı günler seni bekliyor. Onların üzüntüleri seni iyileştirmez. Netanyahu bil” dedi. bu, gidiyorsun, gidiyorsun. Gidiyorsun.” İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne değinen Erdoğan, “Özellikle yerleşimcilerin terörist ilan edilmesi bu sonuç bildirgesindeki en önemli konuydu. Alınan kararların takipçisi olacağız” dedi.

Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Arnavutköy’de temeli atılan Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin açılış töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplam 23 bloktan oluşan ve yaklaşık bin yatak kapasiteli Darülaceze Sosyal Yaşam Kenti, ihtiyaç sahibi vatandaşların ve koruma altındaki çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Poliklinik, kreş, rehabilitasyon ve sosyal merkez, çalışma atölyeleri, cami, kilise, sinagog, bisiklet yolları, göletler ve hobi bahçelerinin de yer aldığı merkezin açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur da katıldı. Özdemir Göktaş, Sanayi Bakanı ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, Darülaceze Lideri Hamza Cebeci’nin yanı sıra siyaset, sanat ve iş dünyasından çok sayıda isim katıldı.

Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan tören, tanıtım filmi gösterimiyle devam etti. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze lojmanının temelini de attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni temelin tamamlanmasıyla ilgili olarak, “En fazla 1 yıl. 1 yılda da inşallah bu yeni projeyi bitirmemiz lazım. Ondan sonra onun da güzel, görkemli bir açılışını yapacağız.”

“ESAS OLASILIK, FAYDALI İŞLER BIRAKARAK DÜNYA SINAVINI TAMAMLAMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “128 yıl önce kurulan Darülaceze öyle bir eser ki. 30 bini çocuk 100 binden fazla insana şefkat yuvası olan Darülaceze hem ilham kaynağı hem de ilham kaynağı” dedi. Bizim için ilham kaynağı olan ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ mottosunun vücut bulduğu kurumlardan biridir.” Darülaceze buradadır. Burası din, köken, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm yoksulları kucaklayan, koruyan, onlara sığınabilecekleri korunaklı bir çatı sağlayan sembolik bir kurumdur. Medeniyetimizin insanlığa bakışını gösteren en güzel yapılardan biri de yine Darülaceze’dir. İnsanlara insan oldukları için saygı gösterin. Burada modern kültürün dayattığı insan kurttur zihniyeti yerine, insanı onurlu bir yaratık olarak gören yüce gönüllülük vardır. Sayın hanımefendinin az önce anlamsız bir dil olarak ifade ettiğini kabul ediyorum; biz ibadet edilecek bir varlık değiliz. Biz Rabbimizden başka hiçbir güce tapmadık. İbadet etmiyoruz, ibadet etmeyeceğiz çünkü biz insanlara ibadet etmiyoruz, sadece Allah’a ibadet ediyoruz. Bütün inceliklerini yansıtan böyle bir kuruma ihtiyaç duyulan şey budur. Buna sahip olmaktan gurur duyuyoruz. Bu bakımdan finans kurumlarımıza milletim adına teşekkür ediyorum. Eğer finans kurumlarımız bu işin arkasında olmasaydı bu kadar kısa bir sürede, maksimum 1 buçuk yıl gibi bir sürede bu projeyi tamamlayamazdık. Bildiğiniz gibi bu kadar ferah bir yerde bir kat artı en fazla 3 kat olması gerektiğini hep savundum. Mimari tarz burada hayata geçirildi. Burada dikey mimari yok, yatay mimari var. Kendi efsanevi mimarlık anlayışımızdan Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet müktesebatının burada olduğunu görüyoruz. Burada yaşayacak olanların muhtemelen kendilerine hizmet edenlere çok dua edeceklerine inanıyorum. Darülaceze gibi bir şefkat yuvasının kurulmasında elbette dünya hayatına bakış açımızın da etkisi vardır. Bizim algımıza göre sağlık gibi hastalık, gençlik gibi yaşlılık, zenginlik gibi yokluk da birer imtihan vesilesidir. Gelecekte bizi nelerin beklediğini, yarının bize neler getireceğini, ne olacağımızı, yaşlılığımızı nasıl geçireceğimizi hiçbirimiz bilmiyoruz. Bu fani dünyada hakikatten başka hiçbir şey kalıcı değildir. Önemli olan Darülaceze gibi insanlara faydalı eserler bırakarak dünya imtihanını tamamlamak, sürekli şükürle, iyilik ve nezaketle anılmaktır. En büyük zenginlik ne zenginlik ne de mülktür. “Milletin samimiyetle yaptığı duadır, Allah razı olsun” dedi.

“BİZ LÜTFEN BAKMADIK, TAM TERSİNE HAKLARIN TESLİMATI OLARAK GÖRDÜK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi yolculuğumuzda ecdadımızın örneğini takip ettik ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumuz günden bu yana üstlendiğimiz tüm görevlerde hep bu anlayışla hareket ettik. Peygamber Efendimiz’in hadislerinde belirttiği gibi, İnsanların en hayırlısının, insanlara en faydalı olanıdır tavsiyesi bizim için bir ölçü ve yol göstericidir. Ayrımcılık yoktur.” Hiçbir şey yapmadan, tüm vatandaşlarımıza sevgiyle hizmet ettik. Ülkemizin 81 ilinin tamamına çalışmalarımızla damgamızı vuruyoruz. Bunu hem altyapıda hem de üstyapıda başardık. Milletimizin iyilik elini dünyanın her yerindeki mazlumlara uzattık. Türkiye’nin merhamet bayrağını Afrika’dan Asya’ya gururla dalgalandırdık. Türkiye’nin merhamet bayrağını Afrika’dan Asya’ya gururla dalgalandırdık. Altyapıda ve üstyapıda bunu başardık. Yıllardır dezavantajlı ve en dışlanmış kesimlerden başlayarak herkesin refahını artırmaya çalıştık. İnşallah Darülaceze’de bunu ispatlıyoruz, ispatlayacağız. Yoksulların, yoksulların elinden tutmaya özel önem verilen bir merkezdir. Şehitlerimizin, kahraman gazilerimizin, engelli kardeşlerimizin, bakıma muhtaç yaşlılarımızın emanetlerine her zaman sahip çıkıyoruz. Biz burada da ayağa kalktık, durmaya da devam edeceğiz. Eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal yardım, evde bakım, girişimcilik, sportif ve kültürel faaliyetler, sağlık, erişilebilirlik gibi geniş bir yelpazede birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Yaptığımız hiçbir işi, sağladığımız hiçbir fırsatı lütuf olarak görmedik. “Bunun tersini hakların teslim edilmesi olarak gördük” dedi.

“HALKIN SİYASİ HAYATI BOYUNCA İNSANLARA BAKANLARDAN DEĞİLİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Umut yurtları, engelli gündüz yurtları ve kurumsal bakım merkezleriyle engellilerimize ve ailelerine destek olduk. Türkiye’yi yönetme misyonunu devraldığımızda kamu bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin sayısı kaçtı biliyor musunuz?” 2002, milletimizin takdiriyle 21. Bugün 107. Kamu-özel Şu anda toplam 417 bakım merkezinde 36 bin kardeşe yatılı bakım hizmeti veriliyor. 561 bin 752 vatandaşımıza ayda 5 bin 98 lira ödüyoruz. 2007 yılında başlattığımız yatılı bakım yardımı kapsamında, aileleri tarafından bakılamayan engelli bireyler için kurduğumuz 149 umut yurtlarında 654 kardeşimiz hizmet alıyor.134 engelsiz gündüz yaşam merkezimiz ise Türkiye genelinde hizmet vermeye devam ediyor. Her ilde en az bir merkez.Bunun gibi birçok hizmetimiz, projemiz ve desteklerimiz var.Elitler ve fildişi kulede yaşayanlar bilmese de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız bu hizmetleri çok iyi biliyor. , bunu takdir ediyor. Çünkü söz söz konusu olduğunda siyasi hayatları boyunca daima halktan, popülizmden, sosyal devletten bahsedip, insanı küçümseyenlerden olmadık. Hangi mevkide olursak olalım, her zaman halkımızın yanında, gönül gönüle olduk. Temel kutsal devlet geleneğimizi günümüz sosyal devlet anlayışıyla harmanlayarak bu alanda yeni ve özgün bir anlayış geliştirdik. Ülkemiz, anayasamızda belirtilen sosyal devlet niteliklerine iktidarımız döneminde tam anlamıyla kavuşmuştur. Türkiye, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsamlılığı açısından dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biridir. Böyle bir sistemi Türk siyasetine ve idari sistemine kazandırmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. “İnşallah bundan sonra da evsizlerin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

“KONUŞMAK DEĞİL HİZMET ÜRETME VE UYGULAMA ANLAYIŞIMIZIN EN İYİ ÖRNEĞİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Söz yerine hizmet ve eylem üreten anlayışımızın en güzel örneği, bugün açılışını yaptığım seçkin çalışmadır. Yaklaşık 1,5 yıl önce, 20 Mayıs’ta Darülaceze Sosyal Yaşam Kenti’nin temelini attık. Hedefimiz burayı 1 yıl içinde bitirip halkımızın hizmetine sunmaktı.” Ancak 6 Şubat’ta yaşadığımız ve 50 binden fazla insanın yıkıntılar altında hayatını kaybettiği depremler nedeniyle 5 ay gecikme yaşandı. Deprem felaketine rağmen projemizin inşaat sürecini yakından takip ettik. Aile Bakanımıza gerekli talimatları verdik ve bir an önce tamamlanması için tüm kaynaklarımızı seferber ettik. Övmek. Ne olursa olsun bugün açmanın gururunu yaşıyoruz. 145 bin 727 metrekare inşaat alanına sahip Sosyal Yaşam Şehrimiz yatay mimari prensibine göre inşa edildi. İlimiz sağlıklı, yatalak, Alzheimer, demans ve çocuk üniteleri olmak üzere 928 yatak kapasiteli 23 bloktan oluşmaktadır. İlimizde bu blokların yanı sıra cami, kilise ve sinagoglar da bulunmaktadır. Ayrıca 5 bloktan oluşan donör ünitesi 19 bin metrekare üzerine kurulu olup 400 yatak kapasiteli rezerv alanı bırakmaktadır. Peyzaj alanında yürüyüş yolları, farklı oturma grupları, bisiklet yolları, göletler ve hobi bahçeleri düzenlendi. Konaklama birimleri her katta ortak dinlenme alanı ve kat mutfağı bulunan maksimum 4 kişilik odalardan oluşmaktadır. İdari binaları, poliklinik, konferans merkezi, rehabilitasyon ve fizik tedavi merkezleri ve diğer tüm sosyal tesisleriyle İstanbul’umuza ve ülkemize her açıdan örnek bir bina kazandırdığımızı görüyoruz. Darülaceze Sosyal Yaşam Kentimizin, kamu hizmeti mimarisi alanında dünyanın en prestijli gayrimenkul ödüllerinden birine layık görülmesini bunun kanıtı olarak görüyoruz. Çok önemli bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Darülaceze’nin kuruluşuna katkı sağlamak amacıyla düzenlenen müzayedeyi, cennet Sultanı Abdülhamid Han, şahsi servetinden bağışladığı şahsi eşyalarıyla yönetti. Böylece Abdülhamid Han, binlerce hayırseverin büyük yardım hareketine katılmasını sağladı. Darülaceze, o tarihten bu yana tüm hizmetlerini hayırseverlerin ve gönüllülerin bağışlarıyla sürdürüyor. Hayırseverlerimizden de projeye destek vermelerini beklediğimizi temel atma törenimizde de belirtmiştik. Davetimize pek çok kuruluş ve firmamız olumlu yanıt vererek, “Çorbaya tuzumuzu da koyalım” dediler. “Bu bakımdan 2021 yılında ikincisi gerçekleştirilen uygunluk ihalesi ile bu projeye katkı sağlayan tüm bağışçılarımıza özellikle teşekkür ediyorum” dedi.

“NETANYAHU, BUNLAR SİZİN GÜZEL GÜNLERİNİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak kendi vatandaşlarımızı koruduğumuz gibi, komşularımızdan başlayarak bölgemizde ve dünyadaki mazlumları da koruyoruz. Tıpkı 5 asır önce Engizisyondan kaçan Yahudiler gibi, biz de Daha sonra Avrupa’daki mezhep savaşlarından kaçan Hıristiyanlara kapılarımızı açtık. Şimdi okuyorum.” Netanyahu ayağa kalkıyor, iki bakanını da yanına alıyor ve dün bir basın açıklaması yapıyor. Çok rahatsız. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamaları kendisini çok rahatsız ediyor. Riyad Tepesi onu çok rahatsız ediyor. Geçenlerde dönüşte ne dedim… Hey Netanyahu, artık buradasın. Güzel günlerin. Farklı günler sizi bekliyor. Neden? O bebekler, o yavru köpekler, o 3 yaşındaki, 5 yaşındaki kefene sarılı anneler, o şehit çocukların cesetlerini koklayıp mezara götürüyorlar. Onların lanetleri seni iyileştirmez. Netanyahu şunu bil, gidiyorsun. “Sen müdavimsin. Mazlumun bedduasını alma, yavaş yavaş çıkar. Çıkacaktır” dedi.

“BÜTÜN ÇABAMIZ BARIŞ İKLİMİNİN YARATILMASI İÇİNDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün Riyad Zirvesi’nde bunları net bir şekilde gördük. Bütün mesele İslam aleminin birlik, beraberlik ve beraberliğidir ama ben her şeyden önce başka bir şey söylüyorum. Türkiye’nin birlik, beraberlik ve beraberliği her şeyin üstündedir. İslam dünyası Türkiye’ye bakıyor.” “Geçmişte Balkanlar’dan Kafkasya’ya yurtlarından sürülen soydaşlarımıza kucak açtığımızı herkes biliyor. Mazlumun, zalimin kimliği ne olursa olsun mazlumun elinden tuttuk, zulmü engellemeye çalıştık. Bugün, Gazze halkına yönelik katliamlara en güçlü tepkilerden birini verirken, yine soruna sadece insani açıdan yaklaşıyoruz, yaklaşıyoruz, yuvaların neşesi çocuklar ölmesin diyoruz. Anneler çocuklarının soğuk bedenlerine sarılmasın diyoruz. Kaybettiklerinin ateşi babaların yüreğine düşmesin diyoruz. 7 Ekim’den bu yana tüm çabamız ateşkesin sağlanması için oldu. Daha fazla kan, gözyaşı ve yıkımın yaşanmaması ve bölgemizde barış ikliminin hakim olması için, “İçindir” dedi.

“ALINAN KARARLARI TAKİP EDECEĞİZ”

İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde Filistin halkıyla dayanışmamızı ortaya koyduk. Ülkemizin önerileri doğrultusunda Gazze, İsrail’in işlediği savaş suçlarının izlenmesinden sorumludur.” İnsani yardımların Türkiye’ye kesintisiz ve düzenli ulaştırılması başta olmak üzere birçok konuda önemli kararlar aldık. Özellikle yerleşimcilerin terörist ilan edilmesi bu sonuç bildirgesinin en önemli maddesiydi. Alınan kararların takipçisi olacağız. Bu süreçte Gazze’de ateşkesin sağlanması ve katliamların son bulması için çaba göstermeye devam edeceğiz. Devam edeceğiz. Kim ne derse desin, kimseden korkmadan, her platformda gerçekleri ve hakları çok güçlü bir şekilde haykıracağız. İnşallah Çarşamba günü eşimin himayelerinde İstanbul’da gerçekleştireceğimiz uluslararası toplantıyla bu onurlu duruşu bir adım daha ileriye taşıyacağız. İslam Dünyasıyla birlikte vicdan ve hakikat bilincini yükselteceğiz. Önümüzdeki günlerde tüm vizyoner ülkeleri harekete geçirmek için temaslarımızı yoğunlaştıracağız. Geçmişinde sömürgecilik ve soykırım dahil hiçbir utanç lekesi olmayan bir ülke olarak sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Soğukkanlı ve basiretli adımlarla bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Tarihimizin hiçbir döneminde milletimize umut bağlamış insanları yalnız bırakmadık. İnşallah bundan sonra da mazlumları hayal kırıklığına uğratmayacağız. Gözünü, gönlünü ülkemize çeviren hiç kimseye sırtımızı dönmeyeceğiz. “Allah yardımcımız olsun” dedi.

ERDOĞAN: İBADET EDİLECEK BİR VARLIK DEĞİLİZ

Törende Darülaceze sakinlerinden Füsun Kaslak da bir konuşma yaptı. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptıklarından dolayı övgüler yağdıran Kaslak, “Bu günü asla unutmayacağım. Teşekkür ederim Sayın Cumhurbaşkanım. Her yerde emeğiniz var. Biz de sizi Allah’tan sonra seviyoruz. Harikasınız. Allah asla yaşatmasın” dedi. seni unut.” söz konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Kaslak’ın söylediklerine değinerek, “Sayın Hanım’ın az önce söylediklerini yalan bir dil olarak kabul ediyorum. Biz ibadet edilecek bir varlık değiliz. Biz Rabbimizden başka hiçbir güce tapmadık, hiçbir güce tapmadık. yapmayın, hiçbir güce tapmayacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu