Haber

Kızılay’ın Ahbap’a Çadır Satışı Tartışmalarında Yeni Sorular: Hayırdan Holding Var mı?

Türkiye, deprem felaketlerinin ardından yeni sorularla karşı karşıya kalırken, en çok sorulan sorular bölgeye yapılacak yardımlardan oluşuyor. Bu süreçte Kızılay’ın gündemin ön sıralarına oturan ve bazı kesimleri rahatsız eden Ahbap’la başlayan çadır satışı tartışması büyüyor. Kızılay 150 yıllık bir hayır kurumundan nasıl holdinge dönüştü? Bir derneğin holding olması normal mi? Küresel dünyanın Kızılay’ı olan Kızılhaç’ta işler nasıl gidiyor?

Kızılay’ın Ahbap’a çadır sattığını duyunca herkes şok olurken, bunun depremin ilk günlerinde yaşanması farklı bir tepki yarattı.

1868 yılında Hilal-i Ahmer adıyla kurulan Kızılay, dernek statüsünde bir hayır kurumudur. 2018 yılında kurulan Kızılay Yatırım Holding A.Ş. Ayrıca birçok yapım şirketini çatısı altında topladı.

hilali-ahmer-mecmualari.kizilay.org.tr

Şirketlerin tüm gelirleri derneğe aktarılırken, %100 iştirak olarak faaliyet gösteriyorlar.

Gruplaşma sürecinde derneğin çatısı altında yer alan şirketlerin, Uluslararası Cenevre Sözleşmesi ve Kızılay logosunun korunarak, “Logonun holdingler ve şirketler tarafından ticari amaçla kullanılması hukuki sorunlara yol açmaktadır”.

İsmini vermeyen Kızılaylı bir yöneticinin Birgün’e yaptığı açıklamalarda, önemli miktarda gayrimenkul varlığı bulunan Kızılay’da şirketlere devredilen gayrimenkullerle ilgili hususlara dikkat çekildi. Kızılay’a mal bağışında bulunan şahısların şirketlere dava açarak mallarını geri alabilmesi ise laf konusu.

Şirketleşmeden sonra şu sorun da ortaya çıkıyor: “Kızılay kamu yararına çalışıyor ve vergi muafiyetine tabi. Şirketleşmeyle birlikte bu durum ortadan kalkıyor.”

Bütün bunlar şimdiye kadar bir bahis değildi. Yurt içinde yeniden çadır satışı ile gündeme gelen Kızılay’ın şirketleşmesi ise bir ikilem yaratıyor. Dernekler, çalışma biçimlerinin prestijiyle kar amacı gütmeyen kurumlar haline gelirken, birçok derneğin eser satışından gelir elde ettiğini biliyoruz. Bu kadar büyük hacimde üretim yapan firmaların kâr peşinde koşmamaları neredeyse imkansızken, öncelik yardım mı yoksa kâr mı? soru geliyor

Dernekler, “kar paylaşımı dışında, kanunla yasaklanmayan belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirerek en az yedi gerçek veya tüzel kişinin oluşturduğu tüzel kişiliğe sahip kişiler topluluğu” olarak tanımlanmaktadır.

www.stgm.org.tr

Dernekler bağış gelirlerinin yanı sıra iktisadi işletme de kurabilirler. Derneğin amaçlarını gerçekleştirmek için bağış, kira geliri veya gelir dışında ek gelire ihtiyacı olduğundan, ticari hayata atılması ve iktisadi işletme kurması da gerekmektedir.

Bir dernek veya vakıf yılda bir kez kermes, sergi, konser gibi gelir elde ediyorsa, sürekli ve gelir getirici faaliyetlerde bulunuyorsa bu faaliyetler ekonomik bir işletme süreci görür.

Bu durumda işleme iktisadi işletme adı verilir ve vergi yükümlülüğünün yerine getirilmesi için Maliye Bakanlığına bildirimde bulunulması, kurumlar vergisi borcunun açılması ve daha sonra kapatılması gerekir.

Derneğe bağlı iş yerinin kâr etmesi halinde gerekli vergi kesintileri yapıldıktan sonra derneğe kâr payı aktarımı yapılabilir. Dernek Yönetim Kurulu üyelerine kâr payı devredilemez.

www.stgm.org.tr

İktisadi işletmeden derneğe yapılan her nakit transferi kardan pay haline gelirken, stopaj yapılması zorunludur.

Kâr payı devrinde alt veya üst sınır yoktur, işletme kârının tamamı derneğe aktarılabilir. Yönetim Kurulu kararına bağlı olarak kârın belli bir bölümü yedek akçe olarak ayrılarak işletmede tutulabilir.

Gerektiğinde dernek hesabından işletmeye para transferi yapılabilir. Ama bu bir borç süreci.

Dernek, bağlı olduğu iktisadi işletmeden hizmet alırken, hizmetin piyasa koşullarından (fiyat, hizmet kalitesi vb.) daha avantajlı olması gerekmektedir. Yasalara göre, piyasa koşullarına aykırı (fark edilebilir derecede yüksek veya düşük) fiyatlandırma “transfer fiyatlandırması” olarak vergilendirilmektedir.

Kızıl Haç’ta işler nasıl gidiyor?

Kızıl Haç’ta finansman gönüllü katkılarla, yani bağışlarla sağlanır. Cenevre Sözleşmesine dahil devletlerden, ülkelerin Kızılhaç ve Kızılay Derneklerinden, bağımsız kuruluşlarından ve diğer kaynaklardan gelen bağışlar kabul edilmektedir.

Hükümetler ana bağışçı olurken, son beş yılda bütçenin yaklaşık yüzde 82’sinin bu eyalette finanse edildiği açıklanıyor.

Derneklerin temel amacının etkinlik tarzı faaliyetlerle bağış toplamak ve gelir elde etmek olduğu görülmektedir. Derneklerin ticari faaliyetleri yasalken etik kısmı tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

pursaklar-haber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu